4 Şubat 2012 Cumartesi

ŞAPKA KANUNUNDAN DOLAYI KELLESİ GİDENLER

VEYSEL ŞAHİNER

Türk tarihçilerin yakın Cumhuriyet tarihi hakkında objektif araştırma yapabilme hakkı ne yazıkki bulunmuyor. Resmi ideolojiye aykırı olabilecek her türlü çalışma ‘Atatürk Düşmanlığı’ ile yaftalanıp engelleniyor. Türkiye’de bu konuda araştırma hürriyeti tam olarak bulunmuyor.Oysa gerek cephelerde savaşmış, gerekse cumhuriyetin kuruluş sürecini görmüş insanlar hâlâ yaşıyor. Hâlâ canlı tanıkları var yakın Cumhuriyet tarihimizin. 103 yaşındaki Bilal Dede onlardan birisi. Bilal Dede, Vatan Gazetesi’nden Mine Şenocaklı’nın ‘Asırlık çınarlardan hayat dersleri’ başlıklı yazı dizisine öyle şeyler söylemiş ki, okuyanların kanını donduruyor. Atatürk’ün devrimlerini yerleştirmek için ne tür metodlar kullandığını anlatıyor Bilal Dede. Aradan seksen şu kadar yıl geçmiş olmasına rağmen bugün rejimin vatandaşlarına reva gördüğü bir kısım antidemokratik yasakların kaynakları bu röportajın satır aralarında kendisini gösteriyor. Satır aralarından beliren silüet mesela bugünkü başörtüsü yasağının kökenlerini resmediyor.103 yaşında Bilal Dede diyor ki:‘ Mustafa Kemal büyük adamdı. Dal kırılmadan ucundaki yaprağın düşeceğini bilirdi… Bu adam asılacak dedi mi derhal! Vurulacak dedi mi derhal!Sen şahit oldun mu?‘Gözümlen gördüm’Nerede?‘Şu şapka var ya! Ha bu şapka meselesi yüzünden binlerce alim asıldı ki, eşi benzeri yok. Baktılar ki Mustafa Kemal Paşa hepsini asacak, kıracak… Şapkayı koydular başlarına. Sen ne diyon?Dedeciğim peki sen şapkayı hemen giydin mi?‘Giymem mi? Millet giydi hep. Bu iş nereden çıktı biliyor musun? Cumhuriyet ilan olunacağı zaman ecnebiler hep ayağa kalktılar. ‘Sen 12.5 milyon nüfusla cumhuriyet kuramazsın’ dediler Mustafa Kemal Paşa’ya. ‘Bize uyarsan kurarsın, uymazsan kuramazsın. Bizim altı maddemiz var. Bu maddeleri kabul edeceksin’ dediler. Maddeleri sordu Mustafa Kemal Paşa. ‘Burada söylenmez, Lozan’a gelip öğreneceksiniz’ dediler. Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa’ya ‘Git bunların altı maddesi ne öğren. Kabul edileceği kabul et, gerisini reddet’ dedi. İsmet Paşa Lozan’a gitti. ‘Sizin bize Cumhuriyeti kuramazsınız demenizdeki sebepler ne oluyor? ‘ diye sordu, masaya vurdu. Masanın tahtası çatladı. Biz yanlarında yokuz. Ama öyle söylediler sonra… ‘Birinci maddemiz şu: Karılar açılacak. Tabii bizim karılar peçe, çarşaf, börük geziyordu, ikinci madde, fesi atacaksınız başınıza şapka koyacaksınız dediler. Üçüncü madde, sizin tarih 1300′den başlıyor, bizim gibi 1900′ü alacaksınız dediler. Geldik dördüncü maddeye. Sizin yazınız Osmanlı yazısı, bizim yazıdan yazacaksınız dediler. Yani Latince. Beşinci madde: Sizin tatiliniz cuma günü. Bizim gibi pazara alacaksınız dediler. Altıncı madde: Sizin yılbaşı martta bizim gibi ocağa alacaksınız dediler. İsmet Paşa geldi, anlattı. Mustafa Kemal Paşa hemen birinci emri verdi vilayetlere. Karılar açılacak. Burada, polis, jandarma, sokakta gezen karıların börüğünü hep dağıttı. Kimisi direndi, polis cop ilen vurdu.Senin karın da açtı mı börüğünü?Tabii… Herkes açtı.Yoksa korktun mu karşı çıkmaktan?Ne karşı çıkacağız? Karılar hep açıldı. Sonra şapka işinde alimler ‘Böyle namaz kılınmaz’ dediler. Şapkayı koymadılar başlarına… Kavgaya durdular. Bu sefer çok alim asıldı. Köy ağalarının, hocaların hepsi asıldı…Bir tek şapka yüzünden mi?He, bir şapka yüzünden.Yazık değil mi?Yok canım… Öyle gerekiyordu bu millete. Sonra ‘tarih’ kabul edildi. Öyle kabul edildi ki yağdan kıl çekmiş gibi… Hiç laf olmadı. Yazı, yılbaşı, tatil 4 sene ertelendi. Sonra bu üçü de kabul edildi.Burada da Şebinkarahisar’da da adam asıldı mı şapka takmadı diye…Asılmaz mı? Caminin oraya darağacını çektiler. İki genç alim asıldı. Sonra Cumhuriyet kuruldu. İstiklal Mahkemeleri’ni Mustafa Kemal Paşa Ankara’dan Menemen’e kaldırdı. Menemen’i işittin mi?İşittim…İşte bu İstiklal Mahkemeleri orada 10 sene kurulu kaldı. Kabahat edenlerin, suçu olanların hepsi oraya sevk edildi. Asılan orada asılırdı Cumhuriyet kurulandan sonra…Atatürk’ten korkuyor muydunuz?Korkulmaz mı? Atatürk öyle bir adamdı ki, cumhuriyet kurulduktan sonra Erzurum’a, Trabzon’a, Giresun’a her yere hafiye bıraktı. Hafiye ne biliyon mu? Bir yanda adam konuşuyordu. Bu hafiyeler senin benim ağzıma bakıyordu. ‘Cumhuriyetin aleyhine konuşuluyor mu, konuşulmuyor mu? ‘ diye… Erzurum’da 6 kişi yakalandı. Biri asıldı, üçünü de sürgün ettiler.Suçsuz yere adam astılar mı peki?Söyleyenleri astılar. Dil konuşuyor… Bizim Giresun’da da dört kişi çıktı. Üçünü affettiler de, bir Çıtlakkaleli Abdullah Usta vardı, onu da Amasya’ya sürgün ettiler.Sen de Atatürk’ten korktuğun için mi şapka taktın?Bize bir şey dediği yoktu Atatürk’ün. Ama şapkayı hemen koyduk başımıza…İstersen koyma başına değil mi?Öyle! Geldi geçti hep. Millet öyle bir korktu ki Mustafa Kemal Paşa’dan, kurt ile koyun dağda yayıldı.Anlayamadım…Kurt bile koyuna dalamıyordu dağda. Şimdi kurt koyuna dalıyor değil mi? O zaman dalamıyordu.Bu anlattıkların şimdi bile rahat konuşulamıyor Bilal Dede… Atatürk diktatördü diyorsun ya… O zaman diyebilir miydin böyle?Öyle diyenlerin hep kafası gitti. ‘Böyle cumhuriyet kurulmaz, böyle Atatürk olmaz’ diyen ne kadar adam varsa, Erzurum’da, Trabzon’da, Giresun’da hep asıldı. Hep sürgün oldu gitti… Atatürk tek laf söyletmedi.Öyle mi yapması lazımdı?Milleti islah etmek için öyle yapmak lazımdı.Şimdi de bir Atatürk lazım mı?Şimdi lazım ama gelmez daha… Şimdiki millet hep avukat. Kimseye laf söylenmiyor. Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir Paşa, İsmet Paşa… Ahh ah hepsi akıllı büyük adamlardı… (Röportajın bu son bölümünün Vatan’ın İnternet sayfasında yayınlanan kısmı böyle. Ancak gazetede basılı bölümünde bu bölüm şöyle: ‘Bu ülkeye bir reisicumhur bir de başbakan geldi zaten. Biri Atatürk diğeri Menderes. Gerisini boşver gitsin kızım.’ Ve İnternette yayınlanan yazının başlığı ‘Atatürk Herifin tekiydi’ cümlesi. Oysa gazete de yayınlanan bölümün başlığı ‘Atatürk öyle bir adamdı ki, kurt kuzuya bile dalamazdı korkudan’ şeklinde.Anlaşılan röportaj daha sertmiş, anlaşılan vatan yazı işleri röportaja bir miktar yumoş eklemiş. Yoksa internetteki röportajla gazetedeki röportaj arasında fark olmazdı!

0 yorum:

Yorum Gönder